DEVAM: 86 /85- NEBİ
(S.A.V.)'iN ÜMMETİ İÇİN ŞEFAATTE BULUNMAK DUASINI SAKLAMASı BABI
338 - (199) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب (واللفظ
لأبي كريب) قالا:
حدثنا أبو
معاوية عن
الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة؛
قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لكل نبي
دعوة مستجابة.
فتعجل كل نبي
دعوته. وإني
اختبأت دعوتي
شفاعة لأمتي
يوم القيامة.
فهي نائلة، إن
شاء الله، من
مات من أمتي
لا يشرك بالله
شيئا".
[:-490-:] Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe ile Ebu Kureyb rivayet
ettiler. Lafız Ebu Küreyb'indİr. Dedilerki bize Ebu Muaviye, A'meş'ten, o da
Ebu Salih'den o da, Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti. Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz her bir
nebinin kabul olunan bir duası olmuştur. Her bir nebi bu duasını erken
davranarak yapmış bulunmaktadır. Ben ise duamı kıyamet gününde ümmetim için
şefaatte bulunmak üzere sakladım. 'İnşailah o, ümmetinden Allah'a hiçbir şeyi
koşmaksızın ölen kimselere nail 0Iacaktır'''
Diğer tahric: Tirmizi,
3602; İbn Mace, 4307; Tuhfetu'l-Eşraf, 12512
339 - (199) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
جرير عن عمارة
(وهو ابن
القعقاع) عن
أبي زرعة، عن
أبي هريرة؛ قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لكل نبي
دعوة مستجابة
يدعو بها.
فيستجاب له
فيؤتاها. وإني
اختبأت دعوتي
شفاعة لأمتي
يوم القيامة".
[:-491-:] Bize Kuteybetü'bnü Said rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir
Umâradan —ki İbni Ka'kaa'dır— o da Ebu Zür'a'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen
rivayet etti. Ebu Hureyre dedi ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Her bir nebinin
yapıp, kabul olunacak bir duası vardır. Onun bu duası kabulolunarak istediği
ona verilmiştir. Ben ise duamı kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek üzere
sakladım. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-fşraf, 14917
340 - (199) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن محمد
(وهو ابن زياد)
قال:
سمعت
أبا هريرة
يقول: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "لكل نبي
دعوة دعا بها
في أمته
فاستجيب له.
وإني أريد، إن
شاء الله، أن
أؤخر دعوتي
شفاعة لأمتي
يوم القيامة".
[:-492-:] Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberi rivayet etti. (Deâi ki):
Bize babam rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be Muhammed'den ki İbni Ziyaddır
rivayet etti. Demiş ki Ebu Hureyreyi şöyle
derken işittim: Resulullâh (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Her bir nebinin
ümmeti hakkında yaptığı ve kabul olunan bir duası olmuştur. Ben de Allah'ın
izniyle duamı kıyamet gününde ümmetim için şefaatte bulunmak üzere sonraya
bırakmak istiyorum. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 14397
DAVUDOĞLU AÇIKLAMASI
201.sayfada.
NEVEVİ ŞERHİ (486-492 Numaralı
Hadisler): (486) "Her bir nebinin.,. bir duası vardır." Diğer
rivayette (490) "her bir nebinin kabulolunan bir duası vardır, .. (3/73)
nail olacaktır." Diğer rivayette (492) "her bir nebinin ümmeti
hakkında yaptığı.,. bir duası vardır." Bir başka rivayette (491) "her
bir nebinin ümmetine yaptığı bir duası vardır ... " denilmektedir.
Bu
hadisler birbirini açıklamaktadır. Bunların anlamları şudur: Her bir nebinin kesinlikle
kabul edilen bir duası olmuştur. O nebi de bu duasının kabul edileceğinden
kesin olarak emindi. Geri kalan dualarının ise kabul edileceğini ümit
ediyorlardı. O dualarının kimisi kabul ediliyor, kimisi edilmiyordu. Kadı
lyaz'ın naklettiğine göre son iki rivayette geçtiği gibi her bir nebinin ümmeti
için yapacağı bir duanın kastedilmiş olma ihtimali de vardır. Allah en iyi
bilendir.
Bu
hadiste ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ümmetine mükemmelolan şefkati
ve merhamet edip acıması, onların önemli masIahat ve menfaatlerini itina ile
göz önünde bulundurması açıkça ifade edilmektedir. Bundan dolayı O en önemli
ihtiyaç zamanlarına bu duasını ümmeti için ertelemiş bulunmaktadır.
(490)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İnşailah o ümmetinden
Allah'a hiçbir şeyi koşmaksızın ölen kimselere nail olacaktır" buyruğunda,
hak ehlinin yüce Allah'a şirk koşmaksızın ölen kimsenin, büyük günahlar
üzerinde ısrar etmiş birisi olsa dahi, cehennemde ebediyen bırakılmayacağına
dair görüşlerinin lehine bir delil bulunmaktadır. Bunun diğer delilleri ve
etraflı açıklamaları daha önce pek çok yerde geçmiş bulunmaktadır.
Efendimizin
(sallallahu a1eyhi ve sellem): "İnşallah" buyurması ise teberruken ve
şam yüce Allah'ın: "Hiçbir şey hakkında sakın: Ben bunu mutlaka yarın
yapacağım deme. Allah dilemiş ola {inşallah} demedikçe. " (Kehf, 18/23-24)
buyruğuna uymak için söylemiştir. Allah en iyi bilendir.
(489)
"Ka'b el-Ahbar" Ka'b b. MatI'dir. Ahbar ilim adamları demektir.
Tekili
"habr ve hibr" olarak söylenir. UlemaKa'b demektir. İbn Kuteybe ve
başkaları böyle açıklamıştır. Ebu Ubeyd dedi ki: Ona Ka'bel-Ahbar denilmesinin
sebebi Hibr'in çoğulu Ahbar'ın kitaplarına sahip olmasıdır. Hibr ise kendisiyle
yazı yazılan şeydir (mürekkep). Ka'b, kitap ehli alimlerinden idi, sonra Ebu
Bekr (r.a.)'ın halifeliği döneminde Müslüman olmuştur. Ömer (r.a.)'ın
halifeliğinde Müslüman olduğu da söylenmiştir. Hıms'da Osman (r.a.)'ın
halifeliği döneminde 32 yılında vefat etmiştir. Tabiinin faziletlilerindendir.
Ashab-ı Kiram (r.a.)'dan bir topluluk da kendisinden rivayet nakletmiş
bulunmaktadır.